put at risk, endanger, jeopardize

listen to the pronunciation of put at risk, endanger, jeopardize
Englisch - Türkisch

Definition von put at risk, endanger, jeopardize im Englisch Türkisch wörterbuch

peril
{i} tehlike

Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde. - Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.

Bir ulusun hayatı tehlikede değilse, savaş cinayettir. - Unless a nation's existence is in peril, war is murder.

peril
(Kanun) muhatara
peril
vahamet
peril
(isim) tehlike
peril
{f} tehlikeye atmak
peril
{i} tehlike; tehlikeye uğrama
peril
(fiil) tehlikeye atmak
Englisch - Englisch
{f} peril
put at risk, endanger, jeopardize
Favoriten