Burada nefes almak mümkün değil.
- It's not possible to breathe here.
Nefes alışı kadar doğal şekilde yalan söyler.
- He lies as naturally as he breathes.
Tom soluklanmak için durdu.
- Tom stopped to catch his breath.
Tom soluklanmak için durmak zorunda kaldı.
- Tom had to stop to catch his breath.
Oturalım ve soluklanalım.
- Let's sit down and catch our breath.
Tom uzun bir soluk aldı.
- Tom drew a long breath.