Cüzdanı evde unuttuğum aklıma geldi.
- It occurred to me that I had left my purse at home.
Paul Mary'nin cüzdanı çalındığında onunla birlikte değildi.
- Paul wasn't with Mary when her purse was stolen.
Ben el çantası taşımayı sevmiyorum.
- I don't like to carry a purse.
Tom, Mary'nin el çantasında bir silah buldu.
- Tom found a gun in Mary's purse.
Tom Mary'nin cüzdanından biraz para çaldı.
- Tom stole some money from Mary's purse.
Onun kılıçları ve parası var.
- He has swords and purse.
Bu, bir hafta önce kaybettiğim aynı çanta.
- This is the same purse that I lost a week ago.
Çantamı geride bıraktım.
- I left my purse behind.
Just purse your lips and whistle - that's the thing.