İsyancıları cezalandırmak için ona ısrar etti.
- They urged him to punish the rebels.
Lincoln güneyi cezalandırmak istemedi.
- Lincoln did not want to punish the south.
Raskolnikov, Dostoyevski tarafından yazılan Suç ve Ceza isimli kitabının baş kahramanıdır.
- Raskolnikov is the protagonist of the book of Crime and Punishment written by Dostoevsky.
Tom kesinlikle o tür cezayı hak edecek bir şey yapmadı.
- Tom certainly hadn't done anything that deserved that kind of punishment.
Bay White sınavda kopye çektiği için çocuğu cezalandırdı.
- Mr White punished the boy for cheating on the examination.
Öylesine bir şeyi bir kez çok sık yaparsın ve cezalandırılırsın.
- You do such a thing once too often and get punished.
Bireysel suçların sonucunun ortak cezalandırma olması gerekir.
- The consequence of individual crimes should be collective punishment.
Ona korkunç cezalar söz verildi.
- Terrible punishments were promised her.
... of slavery. A hundred years ago, we took capital punishment; we took flogging for kids ...
... This is sort of detection and punishment. ...