Romancı olarak ün kazandı.
- He won fame as a novelist.
Cesareti ona ün kazandı.
- His courage won him fame.
O, şöhrete kavuşmaya cesaret edemiyor.
- He doesn't dare to reach for fame.
Şöhret peşinde koşmayın.
- Don't chase after fame.
Kleopatra güzelliğiyle nam salmıştı.
- Cleopatra was famed for her beauty.