Bir posta kutusu için etrafa bakındım.
- I looked around for a mailbox.
Yakınlarda bir posta kutusu var mı?
- Is there a mailbox near here?
Eğer fırsatınız olursa, posta kutunuzu kontrol edin.
- If you have a chance, please check your mailbox.
Onun mektubunu posta kutusunda buldum.
- I found her letter in the mailbox.