puanlandırmak

listen to the pronunciation of puanlandırmak
Türkisch - Englisch

Definition von puanlandırmak im Türkisch Englisch wörterbuch

puan
score

You scored the highest in the class. - Sınıfta en yüksek puanı aldın.

We have a score to settle. - Yerleşmek için bir puanımız var.

puan
{i} point

Our team is two points ahead. - Takımımız iki puan öndedir.

We lost by two points. - Biz iki puanla kaybetti.

puan
dot

She wears dotted gowns to catch attention. - O, dikkat çekmek için puantiyeli elbise giyer.

Her dress is blue with white polka dots. - Onun elbisesi beyaz pulka puanlı mavidir.

puan
(Dilbilim) grade

These are graded on a hundred-point scale. - Bunlar yüz puanlık bir ölçekte derecelendirilir.

They got an award for good grades. - İyi puanlar için bir ödül aldılar.

puan
credit

Tom has always had a perfect credit score. - Tom'un her zaman mükemmel bir kredi puanı vardı.

puan
(Ticaret) points

We lost by two points. - Biz iki puanla kaybetti.

And finally, twelve points to Estonia! - Son olarak, on iki puan Estonya'ya!

puan
percentage point
puan
points to
puanlandırma
Assessment score
puan
dot (used as a decoration in a cloth fabric)
puan
spot
puan
point (unit used in keeping the score of a game or in grading a test)
puan
button
puan
mark

At worst, I will get an average mark. - En kötü ihtimalle, ortalama bir puan alacağım.

He got 90 marks out of 100 in English. - İngilizcede 100 üzerinden 90 puan aldı.

puan
(Tekstil) pin spot
Türkisch - Türkisch
Puan vermek
puan
Kumaşlardaki benek
puan
Çeşitli sporlarda kullanılan ölçüsü ve değeri değişken birim
puan
Kumaşlardaki benek, nokta
puan
Genellikle test biçimindeki sınavlarda cevaplandırılacak soruların sayı olarak değeri veya cevaplayanın başarı değeri
puanlandırma
Puan vermek işi
puanlandırmak
Favoriten