Fadıl bir psikopattır.
- Fadil is a psychopath.
Ben bir psikopat değilim.
- I'm not a psychopath.
Sami bir sapık tarafından öldürüldü.
- Sami was murdered by a psycho.
Onun hastalığı aslında ruhsaldı.
- His illness was mainly psychological.
Bağırman ve uluman ruhsal bir bozukluk. Soruyorum, hastaneye kaldırılmadan önce terapiste gitmen için sana yalvarıyorum.
- Your yelling and howling is called a psychosis. I ask, I beg you to see a therapist before you get instituonalized.
Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.
- Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
Benim için sürpriz oldu, ünlü psikolog çocuk kaçırmakla suçlandı.
- To my surprise, the noted psychologist was accused of a kidnapping.
The loony bin up on the hill is full of psychos.
She complained that he was a psycho for driving at such a high speed in heavy traffic.