Lütfen ölçülü bir biçimde davran.
- Please behave prudently.
Bu ihtiyatlı bir hareketti.
- It was a prudent move.
Daha tedbirli olmalıydın.
- You should have been more prudent.
Bir cimri tedbirli olduğu için değil fakat açgözlü olduğu için para biriktirir.
- A miser hoards money not because he is prudent but because he is greedy.
Bu ihtiyatlı bir hareketti.
- It was a prudent move.
Only prudent expenditure may provide quality within a restrictive budget.
Moses established a grave and prudent law. --Milton.
His prudent career moves reliably brought him to the top.