Protestocular hükümetten reform talep etti.
- The protesters demanded government reform.
Bütün öğrenciler savaşı protesto ettiler.
- All the students protested against the war.
Amerikan işçileri protesto etmeye başladı.
- American workers began to protest.
Bütün öğrenciler savaşı protesto ettiler.
- All the students protested against the war.
O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.
- He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting.
Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
- He probably meant that people only go to demonstrations to show themselves and not to protest.
İstifasını şirket politikasına itiraz ederek sundu.
- He submitted his resignation in protest of the company's policy.
Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
- He probably meant that people only go to demonstrations to show themselves and not to protest.
Protesto etmek için istifa etmeye karar verdi.
- Conkling decided to resign in protest.
Biz destek için temyize gittik.
- We made an appeal for support.
Tom'un mahkumiyeti temyiz oldu ve kazandı.
- Tom appealed his conviction and won.
Bence o gerçekten albenilidir.
- I think that's really appealing.
Protestocuların üçü yaralandı.
- Three of the protesters were wounded.
Protestocular girişe barikat kurdular.
- The protesters barricaded the entrance.
Pazartesinin protestoları çoğunlukla barışçıldı.
- Monday's protests were mostly peaceful.
Protestolar devam etmelidir.
- Protests must continue.
O, yardım için bana başvurdu.
- She appealed to me for help.
Tom yardım için bize başvurdu.
- Tom appealed to us for help.
Onun subaylarından bazıları protesto etti.
- Some of his officers protested.
O yeni planı protesto etti.
- He protested against the new plan.
Siz bir protestan mısınız?
- Are you a Protestant?
1859'dan itibaren, Amerika'dan Protestan misyonerler gelmeye başladı ve Katolik ve de Rus Ortodoks kiliseleri de misyonerlik çalışmalarına aktif olarak dahil oldular.
- From 1859, Protestant missionaries from America started to arrive, and the Catholic and Russian Orthodox churches also became actively involved in missionary work.
Göstericilerle polis arasında şiddetli çatışmalar patlak verdi.
- Violent clashes broke out between the protesters and the police.
Göstericiler sinagogu ateşe verdiler.
- The protesters burnt down the synagogue.
Polis protestocu gençlere karşı biber gazı kullandı.
- The police used tear gas against the protesting students.
İnsanlar nükleer silahlara karşı protesto ediyor.
- People are protesting against nuclear weapons.
I protest my innocence.
They protested the demolition of the school.
The public took to the streets to protest over the planned change to the law.
In all Penelope's devotion to her husband there is an ever present sense that the lady doth protest too much.
I'm washing-up under protest because it's not my turn.
... You must call, you must not stop, you must protest ...