proprietor, one who owns

listen to the pronunciation of proprietor, one who owns
Englisch - Türkisch

Definition von proprietor, one who owns im Englisch Türkisch wörterbuch

owner
sahip

Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir. - Cats show emotional habits parallel to those of their owners.

Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır. - Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.

owner
mal sahibi

Mal sahibi mağazanın üstünde yaşıyor. - The owner lives above the store.

Ben telefonda mal sahibi ile konuşuyorken Polis çekilmiş silahları ile geldi. - Cops came with guns drawn, as I was talking to the owner on the phone.

owner
yapı sahibi
owner
(Kanun) mutasarrıf
owner
(Askeri) donatan
owner
(Bilgisayar) sahibi

Kitabı masaya geri koysan iyi olur, zira sahibi oraya geri dönecek. - You had better put the book back on the desk, for the owner will come back there.

Bu evin sahibi Sayın Yamada'dır. - The owner of this house is Mr. Yamada.

owner
sahip mal sahibi
owner
sahip Sahibi
owner
{i} sahip, iye, malik
owner
ownership mülkiyet
owner
(Nükleer Bilimler) kurucu
owner
{i} kiraya veren
owner
sahiplik

ABD'deki silah sahiplik oranı, dünyanın en yükseğidir. - The U.S. gun ownership rate is the highest in the world.

owner
owneroccupied ing sahibinin oturduğu
Englisch - Englisch
{i} owner