Ceza suça orantılı olmalı.
- The punishment should be proportionate to the crime.
Gelir vergisi oranı maaş artışı ile orantılı olarak artar.
- The income tax rate increases in proportion to the salary increase.
İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.
- The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass.
Medya her şeyi orantısız olarak açığa vurdu.
- The media blew the whole thing out of proportion.
İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.
- The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass.
Herhangi bir ülkedeki suçun büyük kısmı 10' lu 20' li yaşlardaki genç erkekler tarafından işlenmektedir.
- A high proportion of crime in any country is perpetrated by young males in their teens and twenties.
Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..
- Robert got a small proportion of the profit.
Yaptığınız işin miktarı ile orantılı olarak para alırsınız.
- You get paid in proportion to the amount of the work you do.
He also drilled into us that all the secrets of the structure of matter were implicit in Charlotte Moore's tables, which assumed an authority and role of biblical proportions.
In the midst of a national disaster of biblical proportions, it is difficult for the American people to participate fully in the selection of the next chief justice.