Rick sınavı geçme hakkında sevinçten uçuyordu.
- Rick was over the moon about passing the exam.
Dikkatli ve çalışkan olmak gereklidir, fakat bu kursu geçmek için yeterli değildir.
- Being careful and diligent is necessary, but not sufficient for passing this course.
Sürücü sınavını geçerek herkesi şaşırttı.
- He amazed everyone by passing his driving test.
Ken sınavı geçerek yüzünün akıyla çıktı.
- Ken saved his face by passing the examination.
Geçen bir araba üzerimize su sıçrattı.
- A passing car splashed water on us.
Geçen araba bana çamurlu su sıçrattı.
- The passing car splashed muddy water on me.
Onlar gerçekten bunun gelip geçici bir heves olduğunu kabul etmek istemiyor.
- They don't want to admit that it's really a passing fad.
O sadece geçici bir sevdaydı.
- It was just a passing infatuation.
Bu sadece geçici bir hevesti.
- It was only a passing fad.
Geçen bir gemi tarafından rastgele bulundu.
- He was picked up by a passing ship.