Çin'de başka bir arkadaşım var.
- I have another friend in China.
Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.
- It is difficult to translate a poem into another language.
Buna bir daha bakmanı istiyorum.
- I'd like you to take another look at this.
Neden bunu bir daha denemiyoruz?
- Why don't we give this another try?
Oldukça farklı bir nedenden dolayı ona yazdım.
- I wrote to him for quite another reason.
Bir kelime başka dilden ödünç alındığı zaman, sık sık aynı anlama sahip olarak başlar; ancak her iki dilde de sürekli kullanımı ile, şimdi ayrı kelimeler farklı çağrışımları artırabilir.
- When a word is borrowed from another language, it frequently begins by having the same meaning; but with continued use in both languages, the now separate words may accrete disparate connotations.
O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.
- She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.
- For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.
Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.
- Please show me another one.
Bu kitabı başka bir tanesiyle değiştirmek istiyorum.
- I'd like to exchange this book for another one.
Lütfen bir tane daha al.
- Please take another one.
Size bir tane daha alabilir miyim?
- Can I get you another one?
Başka biri oldum gibi hissediyorum.
- I feel like another person.
Sen kendi suçlarını hatırladığında, başka birininkini unutursun.
- When you remember your own crimes, you forget another's.
On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.
- Another ten minutes' walk brought us to the shore.
Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
Bir ağaç ölürse yerinde bir başkası yetişir.
- If a tree dies, plant another in its place.
Bunu sevmedim. Bana bir başkasını göster.
- I don't like this. Show me another.
O konuşurken çoğunlukla bir konudan diğerine atlar.
- He frequently jumps from one topic to another while he is talking.
Her ev diğerine bağırma mesafesindedir.
- Each house is within shouting distance of another.
Fadıl asla başka birisine zarar veremez.
- Fadil can never hurt another person.