Birini tanıyorum da ötekini değil.
- I know one of them but not the other.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Tek bir taşla iki kuş öldür.
- Kill two birds with one stone.
Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.
- I called his office again and again, but no one answered.
Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.
- Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook.
Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
- One of my dreams is to learn Icelandic.
Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez.
- One won’t hear much music in that pub.
En favori melodilerimden birisi radyoda çalıyordu.
- One of my favorite tunes was playing on the radio.
Hiç kimse beni anlamıyor.
- No one understands me.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya zorlanamaz.
- No one may be compelled to belong to an association.
Pasaportumu kaybettim. Yeni bir tane almak zorunda kalacağım.
- I lost my passport. I'll have to get a new one.
Saatimi kaybettim, bu yüzden bir tane almak zorundayım.
- I lost my watch, so I have to buy one.
Bu kaybettiğim kamera ile aynı tip kamera.
- This is the same type of camera as the one I lost.
Biz bu konuda hepimiz aynı fikirdeyiz.
- We are all one on that point.
Her birimiz elinden geleni yapmalı.
- Each one of us should do his best.
Her biri bin dolar ödedi.
- Each person paid one thousand dollars.
Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
- There were two people in it, one of her girl students and a young man.
Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
- Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak.
- One more person will be joining us later.
Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.
- My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!