Seçkin bilim adamları arasında huzursuz hissetti.
- He felt ill at ease among prominent scholars.
Serpent Bearer yayılmış fakat çok belirgin olmayan bir takımyıldızı.
- The Serpent Bearer is an outspread but not very prominent constellation.
Tanınmış psikolog görünüşte amcama benziyor.
- The prominent psychologist resembles my uncle in appearance.
Tanınmış şair çalışma odasında intihar etmeye kalkıştı.
- The prominent poet attempted to commit suicide in his study.
Yüksek ateş, bu hastalığın önemli bir belirtisidir.
- High fever is a prominent symptom of this disease.
Kule tepede önemli bir yer işgal etti.
- The tower occupied a prominent spot on the ridge.
Bu yazar ABD'nin bir süper güç olarak rolünün önde gelen bir muhalifidir.
- This author is a prominent critic of the role of the United States as a superpower.
Sami önde gelen bir plastik cerrahtı.
- Sami was a prominent plastic surgeon.
Seçkin bilim adamları arasında huzursuz hissetti.
- He felt ill at ease among prominent scholars.