Gökyüzü yavaş yavaş bulutlandı.
- The sky has gradually clouded over.
Çok sayıda eski gelenek yavaş yavaş ortadan kalkıyor.
- Many old customs are gradually dying out.
İlk başta, ben bunu sevmedim, ama gitgide eğlenceli oldu.
- At first, I didn't like it, but it gradually became fun.
Daha sonra hayattan yeniden zevk almaya başladı ve gitgide iyileşti.
- After that he began to enjoy life again and gradually recovered.
Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.
- The rough terrain checked the progress of the hikers.
O, bu makineyi kullanmada iyi ilerleme kaydetti.
- He made good progress in handling this machine.
Petrol,Japon sanayinin gelişiminde önemli bir rol oynadı.
- Oil has played an important part in the progress of Japanese industry.
Onun sınıftaki gelişimi beni cesaretlendiriyor.
- I am encouraged by his progress in class.
İngilizcede kayda değer bir gelişme yaptı.
- He made remarkable progress in English.
O, İngilizcede hızlı bir gelişme yaptı.
- He has made rapid progress in English.
Girişimleriniz sayesinde basın tarafından ilerici ve ileriye dönük düşünce kuruluşu olarak tanınmaktayız.
- Thanks to your initiatives we've been recognized as a progressive and forward-thinking enterprise by the press.
Hey, ilerici olanı hatırlıyor musunuz?
- Hey, remember the progressive one?
Onun politikaları çok yenilikçi idi.
- His policies were too progressive.
O kademeli olarak değişiyor.
- That is gradually changing.
Kademeli olarak, hepsi terk ediyor.
- Gradually, they are all leaving.
Bu bölgede ormanlar gittikçe azalıyor.
- This area is gradually being deforested.
Tom henüz çok aşama kaydetmedi.
- Tom hasn't made much progress yet.
Tom sürekli ilerleme kaydetti.
- Tom has made steady progress.
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
Piano çalmada kendini iyi geliştiriyor.
- He is making good progress in playing the piano.
O, bu makineyi kullanmada iyi ilerleme kaydetti.
- He made good progress in handling this machine.
Çalışmalarında ilerleme kaydettin mi?
- Have you made progress in your studies?
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
İleri gitmek kaçınılmaz.
- Progress is unavoidable.
Ben oldukça ilericiydim.
- I'm pretty progressive.
Tom çok ilerici, değil mi?
- Tom is very progressive, isn't he?
They progress through the museum.
Societies progress unevenly.
progressive paralysis.
progressive business leadership.
... In fact, we got progressively further. ...
... out progressively. ...