Gösteri Stokçular Amerika'da koltuk psikolojinin başlıca nedenlerinden biridir.
- The show Hoarders is one of the primary causes of armchair psychology in America.
Aile için sevgi bizim birincil görevimiz.
- Love for the family is our primary duty.
Birincil doktorun kim?
- Who's your primary physician?
Onun dışarı çıkmak için ana nedeni Patty'yi görmekti.
- His primary reason for going out was to see Patty.
Fransızca Tom'un ana dilidir.
- French is Tom's primary language.
Onun başarısızlığının ana nedeni tembelliktir.
- The primary cause of his failure is laziness.
Dürüstlük onun başarısı için temel nedendir.
- Honesty is the primary reason for his success.
Nereye gideceğim ve ne göreceğim benim öncelikli ilgilerim.
- Where to go and what to see were my primary concerns.
Benim öncelikli ilgim sizin güvenliğinizdir.
- My primary concern is your safety.
Leyla, Fadıl'ın ilk kız arkadaşıydı.
- Layla was Fadil's primary girlfriend.
Bu problem, ilkokul çocuklarının çözmeleri için çok zordur.
- This problem is too difficult for primary school children to solve.
Üç ana renk, diğer bütün renklerin temelidir.
- The three primary colors are the basis of all the other colors.
Dürüstlük onun başarısı için temel nedendir.
- Honesty is the primary reason for his success.
Aile için sevgi bizim birincil görevimiz.
- Love for the family is our primary duty.
Diğerleri bir seçim düzenlerken, bazı devletler parti yönetim kurulu tarafından birincil adaylar seçerler.
- Some states select primary candidates by caucus, while others hold an election.
On iki rengin bir toplamı için üç ana renk ve dokuz ikinci derecede renk vardır.
- There are three primary colours and nine secondary colours for a total of twelve colours.
Üç ana renk, diğer bütün renklerin temelidir.
- The three primary colors are the basis of all the other colors.
Nereye gideceğim ve ne göreceğim benim öncelikli ilgilerim.
- Where to go and what to see were my primary concerns.
Benim öncelikli ilgim sizin güvenliğinizdir.
- My primary concern is your safety.
Boston'da ilkokula gittim.
- I went to primary school in Boston.
Ben ilkokuldayken bir pilot olmayı hayal ederdim.
- When I was in primary school, I dreamt of becoming a pilot.
O ilkokulun güçlü bir futbol takımı var.
- That primary school has a strong soccer team.
Ben ilkokuldayken bir pilot olmayı hayal ederdim.
- When I was in primary school, I dreamt of becoming a pilot.
Mutlu bir hayat öncelikle endişeden özgürlükten oluşur.
- A happy life primarily consists of freedom from worry.
Amacımız öncelikle eğitimle ilgili.
- Our goal is primarily educational.
Yeni bir birinci basamak sağlık hizmeti sunucusu bulmalıyım.
- I need to find a new primary care provider.
Şirketiniz öncelikli olarak Amerika ile iş yapıyorsa, o zaman Amerikalı bir yerli ile İngilizce öğrenmek zorunda kalırsınız.
- If your company primarily does business with America, then you should be studying English with a native speaker from America.
Excellence in Cities offers a further development of this approach, whereby secondary schools operate with small clusters of primaries as mini-EAZs.
Preferred stock has primary claim on dividends, ahead of common stock.
By adding and subtracting the three primaries, cyan, yellow, and magenta are produced. These are called subtractive primaries.
Children attend primary school, teenagers attend secondary school.
The show Hoarders is one of the primary causes of armchair psychology in the United States.
- The show Hoarders is one of the primary causes of armchair psychology in America.
The show Hoarders is one of the primary causes of armchair psychology in America.
- The show Hoarders is one of the primary causes of armchair psychology in the United States.
Magenta, yellow and cyan are subtractive primary colours.
The child's mother was tearful as he boarded the bus for his first day of primary school.
... wants to help those young people too, but during the Republican primary, he said, “I ...
... But the primary pivot, the focus is on those ...