O, dakikliği üzerine kendisiyle gurur duydu.
- He prided himself on his punctuality.
Hey, hiç param olmayabilir ama benim hâlâ bir gururum var.
- Hey, I may have no money, but I still have my pride.
O, lisesi ile gurur duyuyor.
- She takes pride in her high school.
O gururlu ve kibirli.
- He's prideful and arrogant.
Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.
- The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.
O işinden gurur duymaktadır.
- He takes pride in his work.
O, lisesi ile gurur duyuyor.
- She takes pride in her high school.
Beyaz Rusya'da yaşıyorum ve bu durumdan gurur duyuyorum.
- I live in Belarus and I take pride in this fact.
I pride myself on being a good judge of character, but pride goes before the fall and I'm not a good judge of my own character so I'm often wrong without knowing it.