Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
Kahvaltıdan önce duş aldım.
- I showered before breakfast.
Önceki hayatınızda kim olabileceğinizi öğrenmek için aşağıdaki formu doldurunuz.
- Complete the following form to know who you could have been in a previous life.
Boynun bir önceki yılda kalınlaştı mı?
- Has your neck thickened during the previous year?
Geçmiş deneyim gerekli değil.
- No previous experience is required.
Daha önce böyle harika bir film izlediniz mi?
- Have you seen such a wonderful movie before?
Daha önce Kyoto' yu ziyaret etti mi?
- Have you ever visited Kyoto before?
John mesleğini ailesinden daha önde tutar.
- John puts his career before his family.
O,bir hafta önce onunla karşılaştığını söyledi.
- He said that he had met her a week before.
Seninle daha önce karşılaştığımı düşünüyorum.
- I think I've met you before.
Evvelce sarhoş oldum; daha da çok olacak gibiyim.
- I've been drunk before and likely will get drunk many more times.
Onunla evvelsi gün görüştüğünü söyledi.
- He said that he had met her on the previous day.
Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer.
- One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.
Yeni bir öğretmen sınıfın önünde durdu.
- A new teacher stood before the class.
Önceden tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanacak kadar aptal değilim.
- I know better than to climb mountains in winter without making all necessary preparations beforehand.
Sana önceden bildireceğim.
- I'll let you know beforehand.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
- He recoiled before his master's anger.
Evlilik teklif etmeden önce düğün planlamak arabayı atın önüne koymaktır.
- Planning the wedding before proposing is putting the cart before the horse.
Adının önüne bir haç yap.
- Make a cross before your name.
O bize eski iş kaydını vermedi.
- He didn't give us his previous employment record.
Onunla evvelsi gün görüştüğünü söyledi.
- He said that he had met her on the previous day.
He died before I arrived.
- He died previous to my arrival.
It turned out the shoplifter had a lot of previous.
I thought that I had solved the problem, but I was a bit previous.