Ben, bir doktorla görüşmesi için onu ikna ettim. - I persuaded him to consult a doctor.
Ben, bir doktorla görüşmesi için onu ikna ettim.
I persuaded him to consult a doctor.
Onu partiye gitmeye ikna ettim. - I persuaded him to go to the party.
Onu partiye gitmeye ikna ettim.
I persuaded him to go to the party.