pressiert

listen to the pronunciation of pressiert
Englisch - Türkisch

Definition von pressiert im Englisch Türkisch wörterbuch

hurried
çabucak

Mary çabucak hastaneye gitti. - Mary hurried to the hospital.

hurried
{s} acele

Babalarını kurtarmak için acele ettiler. - They hurried to their father's rescue.

Ayıracak zamanları olmadığından dolayı aceleyle kasabaya geri döndüler. - Because they had no time to spare, they hurried back to town.

hurried
{s} telaşlı
hurried
aceleyle yapılmış
hurried
{f} acele et

Trene zamanında yetişmek için acele etti. - He hurried so as to be in time for the train.

Biz otobüse yetişmek için acele ettik. - We hurried to catch the bus.

hurried
telaşla yapılmış
rushed
{f} acele et

Sami, Leyla'yı okuldan almak için acele etti. - Sami rushed to pick up Layla from school.

Tom kapıyı açmak için acele etti. - Tom rushed to open the door.

rushed
acele edilmiş
hurried
hurriedlyacele ile
hurried
{s} acele eden
hurried
{s} acele içinde olan
hurried
{s} aceleye gelen
hurried
hurriedness aceleye gelme
hurried
hurr telaşlan/telaşlandır
hurried
{s} aceleyle yapılan
Deutsch - Englisch
been urgent
rushed
hurried
pressant/pressiert sein
to be in a hurry/rush