preserve, can; plate with tin

listen to the pronunciation of preserve, can; plate with tin
Englisch - Türkisch

Definition von preserve, can; plate with tin im Englisch Türkisch wörterbuch

tin
kalay

Gümüşü kalaydan ayırabilir misin? - Can you tell silver and tin apart?

Tom'un kalay folyo şapkasını kullanarak sandviçini sardı. - She wrapped her sandwich using Tom's tinfoil hat.

tin
teneke

Tom günbatımına bakarken teneke düdüğünü çalarak rıhtımda oturmayı sever. - Tom likes to sit on the dock playing his tin whistle while looking at the sunset.

Fakat maymun geri geldiğinde, teneke bardak her zaman boştu. - But when the monkey came back, the tin cup was always empty.

tin
{i} konserve kutusu
tin
{f} teneke kutuya koymak
tin
teneke,v.teneke kutuya koy: n.teneke
tin
{f} kalaylamak
tin
kutulamak
tin
saç
tin
{i} para
tin
{f} teneke kutuya koy
tin
(yiyecek/vb.) konservelemek
tin
tenekeden yapılmış
tin
teneke kutu

Teneke kutu içinde altı tane balık var. - There are six fish inside the tin can.

tin
tin god tanrı gibi ululanan değersiz kimse
tin
(Tıp) Sn sembolü ile bilinen, atom no: 50 ve atom ağırlığı: 118.70 olan kimyasal element, kalay
tin
{f} İng. (bir şeyi) teneke
tin
(Nükleer Bilimler) (sn) kalay
Englisch - Englisch
{f} tin
preserve, can; plate with tin
Favoriten