present participle of write

listen to the pronunciation of present participle of write
Englisch - Türkisch

Definition von present participle of write im Englisch Türkisch wörterbuch

writing
yazım

Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır. - The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters.

Tom yaratıcı yazım dersi aldı. - Tom took a creative writing class.

writing
yazı

Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir. - Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.

Gerçekten bu anlaşmayı yazılı olarak kayıt altına almanız gerekir. - You really should get this agreement down in writing.

writing
hat

O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı. - Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.

İngilizce yazarken, nadiren hata yapar. - When writing English, she rarely makes a mistake.

writing
(Bilgisayar) yazıyor

O şimdi bir mektup yazıyor. - She is writing a letter now.

O bazı arkadaşlarına yazıyor. - He is writing to some friends of his.

writing
yazarak

Tom günün çoğunu yerel bir dergi için bir makale yazarak geçirdi. - Tom spent the better part of the day writing an article for a local magazine.

Elle mektuplar yazarak çok zaman harcıyoruz. - We're eating up a lot of time writing letters by hand.

writing
yazılı eser

Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı. - There were a lot of writings about homosexuality.

writing
(Bilgisayar) yazılıyor
writing
{f} yaz

Bir mektup yazmıyorum. - I am not writing a letter.

Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi. - Ann has just finished writing her report.

writing
yazarlık

Tom son üç yıldır yaratıcı yazarlık eğitimi veriyor. - Tom has been teaching creative writing for the past three years.

writing
telif
writing
sumen
writing
the writing on the wall tehlike belirtisi
writing
{i} kitap

O da bir kitap yazıyor. - She's also writing a book.

Matsutake mantarlarını tanıma sanatı benim tutkum oldu, bu tutku ona dair bir kitap yazmamla sonuçlandı. . - The art of recognizing matsutake mushrooms became my passion, culminating in my writing a book on it.

writing
eser

Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı. - There were a lot of writings about homosexuality.

writing
tahrir
writing
Yazılan
writing
writing pad bloknot
writing
{i} yazı yazma

Fotoğrafçılık ışık ile yazı yazmaktır. - Photography is writing with light.

Yazı yazmaktan usandım. - I'm tired of writing.

Englisch - Englisch
writing
present participle of write
Favoriten