present participle of to face

listen to the pronunciation of present participle of to face
Englisch - Türkisch

Definition von present participle of to face im Englisch Türkisch wörterbuch

facing
{i} kaplama
facing
(Tekstil) pervaz
facing
(Askeri) dönüşler
facing
dış görünüm
facing
dış kaplama
facing
dış yüzey
facing
{i} ön yüz
facing
(Tekstil) Pervaz: Giysilerin yaka, kol, etek gibi yerlerine veya kumaştan yapılmış diğer eşyaların kenarlarına geçirilmiş, dar, uzun parça
facing
yüz yüze gel

Sami bu kez ölüm cezasıyla yüz yüze geliyor. - Sami is facing the death penalty this time.

facing
(Tıp) Kaplama (diş)
facing
{i} koruyucu katman
facing
(isim) dönüş, dönme, koruyucu katman, üst tabaka, kaplama, sıvama
facing
astar/kaplama
facing
kumaşın kenarına geçirilen astar
facing
{i} dönüş
facing
(Askeri) DÖNÜŞLER: Komutla herhangi bir tarafa cephe almak için yapılan dönüş. Dönüşler üç çeşittir. Sağa dönüş (right face) , sola dönüş (left face) , geriye dönüş (about face)
facing
{i} üst tabaka
facing
{s} karşı olan
Englisch - Englisch
facing
present participle of to face
Favoriten