present participle of threaten

listen to the pronunciation of present participle of threaten
Englisch - Türkisch

Definition von present participle of threaten im Englisch Türkisch wörterbuch

threatening
tehdit

Facebook, Twitter, YouTube ve Blogger hayatımızı tehdit ediyor. - Facebook, Twitter, YouTube and Blogger are threatening our life.

İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi. - The labor unions had been threatening the government with a general strike.

threatening
{s} tehditkâr

Bu sabah üç tane tehditkar telefon aldım. - I received three threatening phone calls this morning.

İstasyona varmadan önce, gökyüzü tehditkar olmuştu. - The sky had become threatening before I got to the station.

threatening
{s} endişe verici
threatening
kokorozlamak
threatening
tehdit edici

Tom Mary'ye tehdit edici bir görüntü verdi. - Tom gave Mary a threatening look.

Tom zaten tehdit edici üç telefon mesajı aldı. - Tom has already gotten three threatening phone messages.

threatening
{s} tehdit eden

Tom gece tehdit eden ruhlar tarafından çevrildiğini düşündü. - Tom thought he was surrounded at night by threatening spirits.

Englisch - Englisch
threatening
present participle of threaten
Favoriten