present participle of mean

listen to the pronunciation of present participle of mean
Englisch - Türkisch

Definition von present participle of mean im Englisch Türkisch wörterbuch

meaning
{i} anlam

Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler. - Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.

YouTube videoları çok anlamsız. - YouTube videos are very meaningless.

meaning
{s} niyetli
meaning
{i} anlam, mana
meaning
{i} içerik
meaning
anlamında

Bir terimin birleşik anlamından dolayı, bir niteleyicinin kullanımı benzemeyen örnekleri engeller. - An application of a qualifier precludes non-partaking instances from the compound meaning of a term.

Bir kelimenin anlamından emin değilsen, sözlüğe bak. - If you are not sure about the meaning of the word, look it up in your dictionary.

meaning
{i} kasıt
meaning
anlamına gelerek
meaning
önem

Tonlama çok önemlidir. Anlamı tamamen değiştirebilir. - Intonation is very important. It can completely change the meaning.

meaning
anlamlı

Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler. - Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.

O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor. - He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.

meaning
önemç meaningful sç anlamlı
meaning
(sıfat) niyetli, kasıtlı, manâlı, anlamlı
meaning
meaninglymanalı manal
meaning
boş

Seninle her şey hoş, sensiz her şey boş. - Anything is blissful with you. Nothing is meaningful without you.

meaning
meaninglessanlamsız
meaning
manasız
meaning
düşün/kastet/ifade et
meaning
değer

Benim varlığım değersiz ve anlamsız. - My existence is worthless and meaningless.

meaning
(İnşaat) mana, anlam
meaning
{s} kasıtlı
Englisch - Englisch
meaning
present participle of mean
Favoriten