Englisch - Türkisch
Definition von present participle of depress im Englisch Türkisch wörterbuch
- depressing
- bunaltıcı
Bu kasaba çok bunaltıcı.
-This town is so depressing.
O bunaltıcı bir hikaye.
-That's a depressing story.
- depressing
- (Ticaret) düşürücü
- depressing
- iç karartarak
- depressing
- kasvet verici
- depressing
- {f} üz
- depressing
- can sıkan
- depressing
- iç karartıcı
Bundan daha iç karartıcı bir şey düşünemiyorum.
-I can't think of anything more depressing than that.
Bu gerçekten iç karartıcıydı.
-It was truly depressing.
- depressing
- {s} moral bozucu
Sanırım o biraz moral bozucu.
-I think he's a bit depressing.
- depressing
- x üz/indir/bastır
- depressing
- {s} acıklı
- depressing
- sıkıntılı/bunaltıcı
- depressing
- {s} hüzünlü
Tom'un hikayesi çok hüzünlüydü.
-Tom's story was very depressing.
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von present participle of depress im Englisch Englisch wörterbuch
- depressing
present participle of depress
Silbentrennung
pres·ent par·ti·ci·ple of de·pressAussprache
Resimler
Historie
Favoriten