Englisch - Türkisch
Definition von present; nearby, close; in his possession im Englisch Türkisch wörterbuch
- on hand
- el altında
- on hand
- hazır
Tom ben onu istediğimde asla hazır değildir.
-Tom is never on hand when I want him.
- on hand
- elde
- on hand
- (Askeri) ELDE, MEVCUT: Depolama yerinde fiziksel olarak mevcut olan ve ilgili kuruluşun mal muhasebe defterinde kaydı görünen madde miktarı
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von present; nearby, close; in his possession im Englisch Englisch wörterbuch
- on hand
present; nearby, close; in his possession
Silbentrennung
present; nearby, close; in his pos·ses·sionAussprache
Resimler
Favoriten