Saldırıların ardındaki kimdi?
- Who was behind the attacks?
Tom'un parmaklılar ardındaki zamanı bitti.
- Tom's time behind bars is over.
Tom arkasında bir ses duydu ve geriye döndü.
- Tom heard a noise behind him and turned around.
Tom koltuğunda geriye doğru yaslandı ve ellerini başının arkasına koydu.
- Tom leaned back in his chair and put his hands behind his head.
Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil.
- This is why Tatoeba is multilingual. But not that kind of multilingual. Not the kind where languages are simply being paired up together, and where some pairs are left behind.
Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.
- They decided to leave extra food behind.
Arkadaşlarına ayak uydurmadığı için, o sonunda geride kaldı.
- Unable to keep up with his friends, he fell behind at last.
Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
- A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.
Tom Mary'ye arkadan sarıldı.
- Tom hugged Mary from behind.
Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
- A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.
Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.
- I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.
Bu, programın gerisinde.
- It's behind schedule.
Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
- The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.
Bahçe evin arkasında.
- The garden is behind the house.
İlk otobüs on dakika geç hareket edecek.
- The first bus will leave 10 minutes behind time.
Biz arabanın arkasına geçtik ve ittik.
- We got behind the car and pushed.
Saat on dakika geri kalmış.
- The clock is ten minutes behind.
Güneş bulutların ardından çıktı bile.
- Even the sun popped out from behind the clouds.
Güneş bulutların ardından çıktı.
- The sun came out from behind the clouds.