Bana her zaman öğüt vermesinden bıktım.
- I'm fed up with him always preaching to me.
Bana her zaman öğüt vermesinden bıktım.
- I'm fed up with him always preaching to me.
Bana her zaman öğüt vermesinden bıktım.
- I'm fed up with him always preaching to me.
Vaaz vermek uygulamaktan daha kolaydır.
- To preach is easier than to practice.
O bize iyi sağlığın önemi hakkında vaaz verdi.
- He preached to us about the importance of good health.
Tanrı'nın Sözü'nü küçük bir grup imanlıya vaaz ediyor.
- He was preaching God's Word to a small group of believers.