My uncle is a practicing dentist.
Tom showed up late to practice yesterday.
- Tom dün pratik yapmak için geç geldi.
It takes years of practice to play the piano well.
- Piyanoyu iyi çalmak için, yıllarca pratik yapmak gerekir.
He usually wants to practise his English on me.
- O genellikle İngilizcesini benim üzerimde pratik yapmak istiyor
I want to practise my English.
- İngilizcemi pratik yapmak istiyorum.
Tom practised his speech in front of the mirror.
- Tom, konuşmasını aynanın karşısında pratik yaptı.
I want to practise my English.
- İngilizcemi pratik yapmak istiyorum.
He usually wants to practise his English on me.
- O genellikle İngilizcesini benim üzerimde pratik yapmak istiyor
Tom practiced every day at home.
- Tom her gün evde pratik yaptı.
I practiced every day.
- Her gün pratik yaptım.
Can you practice Japanese with me?
- Benimle Japonca pratik yapar mısın?
Tom told Mary to practice her tuba somewhere else.
- Tom Mary'ye tubasını başka bir yerde pratik yapmasını söyledi.
I want to practice with you.
- Seninle pratik yapmak istiyorum.
Tom showed up late to practice yesterday.
- Tom dün pratik yapmak için geç geldi.