O, 120 paund ağırlığındadır.
- She weighs 120 pounds.
Bir paund çay satın aldık.
- We bought a pound of tea.
Bu sterlinleri dolara bozdurabilir miyim lütfen?
- Could I change these pounds for dollars, please?
Paris'te çeyrek librelik bir peynirliye ne dediklerini biliyor musun?
- Do you know what they call a quarter pounder with cheese in Paris?
Bebek yedi libre, sekiz ons ağırlığında.
- The baby weighed seven pounds, eight ounces.
Tom vücut yağlarından dört paunt verdi.
- Tom lost four pounds in body fat.
Tom on üç paunt kazandı.
- Tom has gained thirteen pounds.
Tom'un duvara vurmasını bırakmasını istedim.
- I asked Tom to stop pounding on the wall.
Tom kapıya vurmaya başladı.
- Tom started pounding on the door.
You really pounded that beer!.
The pitcher has been pounding the outside corner all night.
... every panel pounded into place by worker ...