Havada beklenen değişikliklikten pikniğimizi erteledik.
- We postponed our picnic pending a change in the weather.
Eğer yağmur yağsaydı, maç ertelenecekti.
- If it were to rain tomorrow, the match would be postponed.
Futbol oyunu kötü hava yüzünden ertelenmişti.
- The football game was postponed on account of bad weather.
Atletik karşılaşma yağmur dolayısıyla ertelenmişti.
- The athletic meet was postponed due to rain.
askerliği tecil edilmiş.
Yağmur yüzünden oyunu ertelemek zorunda kaldık.
- We had to postpone the game due to rain.
Oyunu ertelemek zorunda kalacağız.
- We'll have to postpone the game.
Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim.
- I postponed doing my housework for a few hours.
Toplantı, bu ayın 20'sine ertelenecek.
- The meeting will be postponed till the 20th of this month.
Tom ve Mary bir hafta süreyle partiyi erteleme kararı aldı.
- Tom and Mary agreed to postpone the party for a week.
Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.
- We should probably postpone the competition.
Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.
- Black Americans continued to suffer from racism.
Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
- Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
Sürekli desteğinize minnettarız.
- We appreciate your continued support.
Bir kelime başka dilden ödünç alındığı zaman, sık sık aynı anlama sahip olarak başlar; ancak her iki dilde de sürekli kullanımı ile, şimdi ayrı kelimeler farklı çağrışımları artırabilir.
- When a word is borrowed from another language, it frequently begins by having the same meaning; but with continued use in both languages, the now separate words may accrete disparate connotations.