Hokkaido'ya hareket etmeyi bir sonraki aya erteledi.
- He postponed leaving for Hokkaido until next month.
Bu kitap, ölümünden sonra yayımlandı.
- The book was published posthumously.
Sami polis merkezindeydi.
- Sami was at the police station.
En yakın karakol nerede?
- Where is the nearest police station?
O ona polis karakoluna gitmesini tavsiye etti.
- She advised him to go to the police station.
İş görüşmem ertelenince saat 3'e kadar boş boş gezdim.
- When my interview was postponed until 3, I wandered around killing time.
Tom işleri her zaman erteliyor.
- Tom is always postponing things.
Binlerce insan işlerini kaybetti.
- Thousands of people lost their jobs.
Askerler eve gelmeye barış zamanı işlerini bulmaya başladılar.
- Soldiers began to come home and find peacetime jobs.
Polis karakolu nerede?
- Where is the police station?
Polis karakoluna gitmek zorundayım.
- I have to go to the police station.