Savaş, sen kazansan bile, seni daha yoksul ve daha güçsüz yapar.
- War makes you poorer and weaker, even if you win.
Yoksul daha da yoksullaşıyor.
- The poor are getting poorer.
Savaş, sen kazansan bile, seni daha yoksul ve daha güçsüz yapar.
- War makes you poorer and weaker, even if you win.
Ben onun kötü sağlığı hakkında endişe duyuyorum.
- I am concerned about his poor health.
Hastalığından sonra onun sağlığı hâlâ kötü.
- He's still in poor health after his illness.
Zenginlerin fakirleri hor görme eğilimleri vardır.
- The rich are apt to look down upon the poor.
Fakir olmayı zengin olmaya tercih ederim.
- I prefer being poor to being rich.
Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
- The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.
O, yoksul olduğu için mutludur.
- Poor as he is, he is happy.
Şu zavallı kadın engelli.
- That poor lady is disabled.
Zavallı köpeğe acıdım.
- I felt for the poor dog.
Bir profesyonele göre, bugünkü oyunda kendisiyle ilgili garip bir açıklama yaptı.
- For a professional, he gave a poor account of himself in today's game.
Tom'un zayıf bir hafızası var.
- Tom has a poor memory.
Zayıf görme bir atlet için bir engeldir.
- Poor sight is a handicap to an athlete.
Yoksul İrlandalı şimdi yapayalnız bırakıldı ve diğerlerinin nereye gittiğini bilmiyordu, bu yüzden, o sadece çok üzgün ve sefil bir şekilde olduğu yerde kaldı.
- The poor Irishman was now left all alone, and did not know where the others had gone to, so he just stayed where he was, very sad and miserable.
Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.
- Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.
Verimsiz bir pirinç hasadı başımızı belaya sokacaktır.
- A poor rice harvest will get us into real trouble.
Aşırı çalışma ve yetersiz yemeklerden dolayı, o hastalandı.
- What with overwork and poor meals, she fell ill.
Yetersiz eğitim politikası Japonya için zararlıdır.
- The poor educational policy is a detriment to Japan.
Muhtemelen uyuşturucu kullanıyorsunuz. Bu sizi daha sağlıksız yapar.
- You probably smoke drugs. It makes you poorer.
Yoksul bir adamın oğlu olan Dan, bir üniversite eğitiminin hayalini kuruyordu.
- Dan, the son of a poor man, dreamed of a university education.
We were so poor that we couldn't afford shoes.
I received a poor reward for all my hard work.
Cow's milk is poor in iron.
That was a poor performance.
Oh you poor little thing.
The poor are always with us.
... become poorer, detached from an increasing torrent of rich ...
... But in general, the poorer and the younger you are, the more likely you are to be a tenant ...