poor; mean; worthless; as, a sorry excuse

listen to the pronunciation of poor; mean; worthless; as, a sorry excuse
Englisch - Türkisch

Definition von poor; mean; worthless; as, a sorry excuse im Englisch Türkisch wörterbuch

sorry
üzgün

Geç kaldığım için üzgünüm. - Sorry for being late.

Geç kaldığım için üzgünüm. - I'm sorry to be late.

sorry
afedersiniz

Afedersiniz. Sizi rahatsız etmek istememiştim. - Sorry. I didn't mean to bother you.

sorry
afedersin

Afedersiniz. Sizi rahatsız etmek istememiştim. - Sorry. I didn't mean to bother you.

Afedersin, ama bana biraz yardım edemez misin? - Sorry, but can't you help me a little?

sorry
(Bilgisayar) pardon
sorry
müteessir
sorry
esef etmek
sorry
gamlı
sorry
{s} saçma
sorry
eseflenmek
sorry
kepaze
sorry
{s} sudan
sorry
yerinmek
sorry
berbat

Berbat Fransızcam için özür dilerim. Ben hala başlangıç düzeyindeyim. - I'm sorry for my terrible French. I'm still a beginner.

sorry
üzgün olmak

Üzgün olmaktansa güvende olmak daha iyi. - It's better to be safe than sorry.

Üzgün olmaktansa güvende olmayı tercih ederim. - I'd rather be safe than sorry.

sorry
kötü

Kötü bir zamanda beni aradın. Üzgünüm, meşgulüm. - You called me at bad time. Sorry, I'm busy.

Kötü hava hakkında üzgünüz. - We are sorry about the bad weather.

sorry
affedersiniz

Affedersiniz, yanlış bir şey mi yaptım? - I'm sorry, did I do something wrong?

Affedersiniz, duymadım. - Sorry, I didn't hear.

sorry
maalesef

Maalesef, yanlış numarayı arıyorsunuz. - Sorry, you're calling the wrong number.

Maalesef, bozuk param yok. - I'm sorry, I don't have change.

sorry
acınacak
sorry
{s} acınacak halde
Englisch - Englisch
sorry
poor; mean; worthless; as, a sorry excuse
Favoriten