Fabrikalardan gelen gazlar havayı kirletir.
- Exhaust from factories pollutes the air.
Petrol sızıntısı körfezi kirletti.
- The oil spill polluted the bay.
O, dünyadaki en kirli şehirlerden biridir.
- It's one of the most polluted cities in the world.
Yaşadığım yerdeki kirliliğin daha az olmasını çok isterdim.
- I would very much like the place where I live to be less polluted.
Kirletenler başkalarına yükledikleri masrafları ödemeliler.
- Polluters should pay the costs that they impose on others.
Petrol sızıntısı körfezi kirletti.
- The oil spill polluted the bay.
Okyanusun büyük alanları kirletildi.
- Large areas of the ocean are polluted.
Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor.
- Environmental pollution is causing abnormal weather conditions.
Geri dönüşüm kirlenmeyi ve atığı azaltır.
- Recycling reduces pollution and waste.
Güzel dünyayı kirlilikten korumak için ne yapmalıyız?
- What should we do to protect the beautiful earth from pollution?
Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.
- Most living creatures in the sea are affected by pollution.
Tom bu nehirde yüzmeyi sevmiyor. O onun çok kirli olduğunu söylüyor.
- Tom doesn't like swimming in this river. He says it's too polluted.
Bu nehir kirli değildir.
- This river is not polluted.
Ekonomik büyüme çevre kirliliği pahasına sürdürülmemelidir.
- Economic growth must not be pursued at the expense of environmental pollution.
Çünkü şehirlerde çevre kirliliği var.
- Because there's pollution in the cities.
The factory polluted the river when it cleaned its tanks.
The lights from the stadium polluted the night sky, and we couldn't see the stars.
Goodbye from the world's biggest polluter. - George W. Bush to world leaders at the G8 Summit,.
Nobody visits the river any more because of all the pollution.