Bazı fabrikalar çevreyi kirletir.
- Some factories pollute the environment.
Petrol sızıntısı körfezi kirletti.
- The oil spill polluted the bay.
Büyük şehirlerde hava kirlidir.
- The air is polluted in the big cities.
Tom bu nehirde yüzmeyi sevmiyor. O onun çok kirli olduğunu söylüyor.
- Tom doesn't like swimming in this river. He says it's too polluted.
Kirletenler başkalarına yükledikleri masrafları ödemeliler.
- Polluters should pay the costs that they impose on others.
Okyanusun büyük alanları kirletildi.
- Large areas of the ocean are polluted.
Petrol sızıntısı körfezi kirletti.
- The oil spill polluted the bay.
New York'ta o kadar çok kirlenme var ki koşucular genellikle maske takarlar.
- There is so much pollution in New York that joggers often wear masks when running.
Geri dönüşüm kirlenmeyi ve atığı azaltır.
- Recycling reduces pollution and waste.
Kirlilik yıldan yıla kötüleşiyor.
- From year to year, pollution is worsening.
Kirlilik her yıl kötüleşiyor.
- The pollution worsens with each year.
Büyük şehirlerde hava kirlidir.
- The air is polluted in the big cities.
Yaşadığım yerdeki kirliliğin daha az olmasını çok isterdim.
- I would very much like the place where I live to be less polluted.
Çünkü şehirlerde çevre kirliliği var.
- Because there's pollution in the cities.
Hükümet ve endüstri çevre kirliliğiyle mücadele etmek için işbirliği yapıyor.
- The government and industry are cooperating to fight pollution.
The factory polluted the river when it cleaned its tanks.
The lights from the stadium polluted the night sky, and we couldn't see the stars.
Goodbye from the world's biggest polluter. - George W. Bush to world leaders at the G8 Summit,.
Nobody visits the river any more because of all the pollution.