Polis adamın peşinde.
- The police are after the man.
Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
- The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
Şu genç çocukların polislerden daha hızlı koşabileceğine inanmak saçmadır.
- It is absurd to believe that young children can run faster than policemen.
Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.
- Ray was willing to corroborate Gary's story, but the police were still unconvinced that either of them were telling the truth.
Gözaltına alınanların altısı İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.
- Six of those detained were released after being interrogated at the İzmir Police Department.
Polis rehineleri emniyete götürdü.
- The police took the hostages to safety.
Polis o gün nöbetçiydi.
- The policeman was on duty on that day.
Extra security was hired to police the crowd at the big game.
Fire off several rounds in a residential building and stop to police the brass?.