Bu direk oldukça dikey değil.
- That pole is not quite vertical.
Uranüs, ekseninde çok fazla yana yatar öyle ki yan tarafı etrafında döner. Bu yüzden, kutupları bazen neredeyse direk güneşi işaret eder.
- Uranus tilts over so far on its axis that it rotates on its side. Because of this, its poles are sometimes pointed almost directly at the Sun.
Bu kutup sonunda keskindir.
- This pole is sharp at the end.
Kayıtsızlık kutuplardaki buz gibidir: her şeyi öldürür.
- Indifference is like the ice on the poles: it kills everything.
Sırıkla atlamacı, yedi feetten fazla atladı.
- The pole vaulter jumped more than seven feet.
Brezilyalı atlet Thiago Da Silva, Olimpiyat sırıkla atlama altın madalyasını kazandı ve bir olimpiyat rekoru kırdı.
- The Brazilian athlete Thiago Da Silva won the Olympic pole vault gold medal and set an Olympic record.
Çocuklar Noel listelerini, Noel Baba okur umuduyla Kuzey Kutbu'na gönderdi.
- The children sent their Christmas lists to the North Pole with the hope that Santa would read them.
Brezilyalı atlet Thiago Da Silva, Olimpiyat sırıkla atlama altın madalyasını kazandı ve bir olimpiyat rekoru kırdı.
- The Brazilian athlete Thiago Da Silva won the Olympic pole vault gold medal and set an Olympic record.
Sırıkla atlamacı, yedi feetten fazla atladı.
- The pole vaulter jumped more than seven feet.
Sırıkla atlamacı, yedi feetten fazla atladı.
- The pole vaulter jumped more than seven feet.
Brezilyalı atlet Thiago Da Silva, Olimpiyat sırıkla atlama altın madalyasını kazandı ve bir olimpiyat rekoru kırdı.
- The Brazilian athlete Thiago Da Silva won the Olympic pole vault gold medal and set an Olympic record.
Uranüs, ekseninde çok fazla yana yatar öyle ki yan tarafı etrafında döner. Bu yüzden, kutupları bazen neredeyse direk güneşi işaret eder.
- Uranus tilts over so far on its axis that it rotates on its side. Because of this, its poles are sometimes pointed almost directly at the Sun.
Kayıtsızlık kutuplardaki buz gibidir: her şeyi öldürür.
- Indifference is like the ice on the poles: it kills everything.
O, Kuzey Kutbu'na bir sefere çıktı.
- He left on an expedition to the North Pole.
Kuzey kutbuna bir sefere gittiler.
- They went on an expedition to the North Pole.
Onun Güney Kutbundan döndüğünü gazetede gördüm.
- I saw in the paper that he had returned from the South Pole.
Ne istiyorsun? diye sordu yerli şef. İngiliz general Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna kadar olan tüm araziyi istiyoruz dedi.
- What do you want? asked the Indian chief. We want all the land from the North Pole to the South Pole, said the English general.
Motosiklet telefon direğine çarptı.
- The motorbike struck the telephone pole.
Tom telefon direğine tırmandı.
- Tom climbed up the telephone pole.
Ne istiyorsun? diye sordu yerli şef. İngiliz general Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna kadar olan tüm araziyi istiyoruz dedi.
- What do you want? asked the Indian chief. We want all the land from the North Pole to the South Pole, said the English general.
Onun Güney Kutbundan döndüğünü gazetede gördüm.
- I saw in the paper that he had returned from the South Pole.
Huck Finn poled that raft southward down the Mississippi because going northward against the current was too much work.
Smith once again enjoys the pole position.
Polaris is currently (long-term) the Pole Star of our blue planet Earth.
north-pole Martians.
the stock's gone up from nothin' out o' sight. You couldn't tech that stock with a ten-foot pole!.
Serious actors of the world wouldn't touch the part with a ten-foot pole.
south-pole Martians.
I wouldn't touch him with a barge pole!.
... By 50,000 years ago, glaciers begin to advance down from the North Pole. ...