Englisch - Türkisch
Definition von pointed; having angles; bony; stiff im Englisch Türkisch wörterbuch
- angular
- {s} açılı
- angular
- bir deri bir kemik
- angular
- zayıf
- angular
- davranışları rahat olmayan
- angular
- kemikleri belirgin
- angular
- zarafetten yoksun
- angular
- anguler
- angular
- arkadaşlık kurması zor
- angular
- köşeli
- angular
- (Mimarlık) köşe değgin
- angular
- açısal
Bu açısal momentin korumasından dolayıdır.
-This is due to conservation of angular momentum.
- angular
- {s} kemikleri sayılan
- angular
- zay
- angular
- (sıfat) açısal, köşeli, açılı; çöp gibi (Argo), kemikleri sayılan; sevimsiz, soğuk
- angular
- sivri
- angular
- açısal,anguler
- angular
- {s} sevimsiz
- angular
- zaviye ile ölçülen
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von pointed; having angles; bony; stiff im Englisch Englisch wörterbuch
- {s} angular
pointed; having angles; bony; stiff
Silbentrennung
pointed; ha·ving angles; bony; stiffAussprache
Resimler
Favoriten