plural of time

listen to the pronunciation of plural of time
Englisch - Türkisch

Definition von plural of time im Englisch Türkisch wörterbuch

times
kere

Tom aynı fıkrayı bana on kereden fazla anlattı. - Tom has told me that same joke more than ten times.

İki kere yedi on dörttür. - Two times seven is fourteen.

times
defa

Film yıldızı söylediği bütün düşüncesiz şeylerden dolayı hatasını kabul etmekte defalarca zorlandı. - The movie star ate crow many times because of all the thoughtless things she said.

Tom defalarca Boston'da bulundu. - Tom has been to Boston a number of times.

times
kez

Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı. - These medicines should be taken three times a day.

Otobüs her gün kaç kez çalışır? - How many times does the bus run each day?

times
kat

O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor. - He earns three times as much as I do.

Avustralya, Japonya'dan yaklaşık yirmi kat daha büyüktür. - Australia is about twenty times larger than Japan.

times
zaman

Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim. - I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.

Seni gerçekten ilginç bulduğum zamanlar var. - There are times when I find you really interesting.

times
günler

Sayfiye evi bana onunla birlikte geçirdiğim mutlu günleri hatırlattı. - The cottage reminded me of the happy times I had spent with her.

Güzel günlerimiz oldu. - We did have some good times.

times
(Bilgisayar) istatistikler
times
(Bilgisayar) times
times
(Bilgisayar) defa dene
times
(Bilgisayar) kez dene

Birkaç kez denedi, ancak başarısız oldu. - He tried several times, but failed.

Bunu birkaç kez denedim. - I tried that a couple of times.

times
çarpı

O, bir yıldırım tarafından üç kez çarpıldı. - He has been struck by lightning three times.

Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı. - Tom has been struck by lightning three times.

times
şimdiki zaman
times
devir

Devir kötü. Güçlü olmaya çalış! - Times are tough. Try to be strong!

times
çağ

O kale eski antik çağda inşa edilmiştir. - That castle was built in ancient times.

Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur. - The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.

times
saat tut/ayarla
times
{e} kere, çarpı: Five times ten equals fifty. Beş kere on elli eder
Englisch - Englisch
times
plural of time

    Silbentrennung

    plu·ral of time

    Türkische aussprache

    plûrıl ıv taym

    Aussprache

    /ˈplo͝orəl əv ˈtīm/ /ˈplʊrəl əv ˈtaɪm/
Favoriten