Uçak kaza yapmadan saniyeler önce pilot koltuğunu fırlattı.
- The pilot ejected his seat seconds before the plane crashed.
Saatim bir ayda otuz saniye ileri gider.
- My watch gains thirty seconds a month.
Lütfen otuz saniye bekleyin.
- Please wait thirty seconds.
Lütfen on saniye bekleyin.
- Please wait ten seconds.
Tom 30 saniyeden daha az süre içinde Rubik küpünü çözebilir.
- Tom can solve a Rubik's Cube in less than 30 seconds.
On iki saniyede 100 metre koşabilir.
- He can run 100 meters within twelve seconds.