plentiful, copious, profuse; full, abounding with

listen to the pronunciation of plentiful, copious, profuse; full, abounding with
Englisch - Türkisch

Definition von plentiful, copious, profuse; full, abounding with im Englisch Türkisch wörterbuch

abundant
{s} bol

Japonya'da doğal kaynaklar bol değildir. - Natural resources are not abundant in Japan.

Alp çiçekleri burada boldur. - Alpine flowers are abundant there.

abundant
{s} bereketli
abundant
{s} verimli

Ağaç meyve bakımından verimlidir. - The tree is abundant in fruit.

abundant
çok

Şu ülkede petrol çoktur. - Oil is abundant in that country.

Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar. - Very large windows assure abundant natural daylight.

abundant
mebzul abundantly bol bol
abundant
{s} dolu
abundant
{s} bereketli; feyizli
Englisch - Englisch
{s} abundant
plentiful, copious, profuse; full, abounding with
Favoriten