Bu herkes için memnuniyet verici olmalı.
- That should be pleasing to anyone.
Bu şarap damağa hoş geliyor.
- This wine is pleasing to the palate.
Mozart'ın müziği her zaman hoşuma gidiyor.
- The music of Mozart is always pleasing to me.
Onu memnun etmek zordur.
- He is hard to please.
Onu memnun etmek zor.
- It's hard to please him.
Lütfen beni otel güvenliğine götürün.
- Please get me hotel security.
Kapıyı kapatın, lütfen.
- Close the door, please.
Onu mutlu etmek oldukça zordur.
- He is rather hard to please.
Lütfen ne olursa olsun sigara içme.
- Please don't smoke cigarettes no matter what.
Her presentation pleased the executives.
May I help you? —Please.
Oh, please, do we have to hear that again?.
Just do as you please.
Could you tell me the time, please?.