Onun tarafından hoş bir şekilde şaşırdım.
- I'm pleasantly surprised by that.
Tom Mary'yi gördüğüne hoş bir şekilde şaşırmıştı.
- Tom was pleasantly surprised to see Mary.
Güzel bir gündü ama parkta çok az kişi vardı.
- It was a pleasant day, but there were few people in the park.
Bugün güzel bir gündü.
- Today was a pleasant day.
Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.
- Meeting my old friend was very pleasant.
Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
- What a pleasant surprise to see you here!
Platoda yürüyüş yapmak zevklidir.
- It's pleasant to take a walk on the plateau.
Kırsalda gezmeyi zevkli buldum.
- I found it pleasant walking in the country.
Hayatta hiçbir şey keyifli değildir.
- Nothing is pleasant in life.
O çok keyifli görünüyor.
- He seems very pleasant.
... although impressive in southeast amongst interior remains pleasantly simple ...