Tüm oyuncular kolları bağlanmış olarak orada durdular.
- All the players stood there with their arms folded.
Zirvedeki sekiz oyuncu turnuvanın dokuzuncu gününe kadar dayandı.
- The top eight players survived the ninth day of the tournament.
O, takımdaki herhangi bir oyuncudan daha iyidir.
- He is better than any other player in the team.
Ben, iyi bir tenis oyuncusu olduğunu duyuyorum.
- I hear that you are a good tennis player.
Onlar profesyonel oyuncu oldu.
- They became professional soccer players.
Ben bu CD çaları ücretsiz aldım.
- I got this CD player for free.
Ben az önce bu MP3 çaların en son sürümünü satın aldım.
- I just bought the latest version of this MP3 player.
... we've had some of the biggest players in the biggest teams ...
... So to bring this vision to reality, we're partnering with several industry players. ...