Biz, ona takımın en iyi oyuncusu gözüyle bakıyoruz.
- We regard him as the best player on the team.
O, takımdaki herhangi bir oyuncudan daha iyidir.
- He is better than any other player in the team.
Onlar profesyonel oyuncu oldu.
- They became professional soccer players.
Ben az önce bu MP3 çaların en son sürümünü satın aldım.
- I just bought the latest version of this MP3 player.
Ben bu CD çaları ücretsiz aldım.
- I got this CD player for free.
Biz basketbol oyuncusuyuz.
- We are basketball players.
Tüm oyuncular kolları bağlanmış olarak orada durdular.
- All the players stood there with their arms folded.
Biz sadece futbolcu değiliz.
- We're not just football players.
Futbolcular çok para kazanır .
- Football players make a lot of money.
Ne kadar iyi bir tenisçisin?
- How good a tennis player are you?
Tom, Mary kadar iyi bir tenisçidir.
- Tom is just as good a tennis player as Mary is.
The original five-tool player, Ewing is widely considered the greatest ballplayer of the nineteenth century.
... amazing, it was where Ronaldo, the Brazilian player, got a ...
... player progression and game state. ...