Hobim gitar çalmaktır.
- My hobby is playing the guitar.
Tom profesyonel olarak gitar çalmaktan vazgeçmeye karar verdi.
- Tom decided to give up playing guitar professionally.
Oynamak için lütfen okul bahçesine gidin.
- Please go to the playground to play.
Tenis ve golf oynamaktan hoşlanırım.
- I like playing tennis and golf.
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- The playground is divided into three areas by white lines.
Bebek bazı oyuncaklar ile oynuyor.
- The baby is playing with some toys.
Piyes çok eglenceliydi; oraya gitmeliydin.
- The play was very amusing; you ought to have gone there.
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- I will teach you to play chess.
Mahjong oynamayı biliyor musun?
- Do you know how to play mahjong?
DVD oynatıcılar, video kaset oynatıcıların yerini aldı.
- DVD players replaced videotape players.
O dün yeni bir CD oynatıcı aldı.
- He got a new CD player yesterday.
Kart oynamak eğlencelidir.
- Playing cards is fun.
Tenis oynamak eğlenceli.
- It's fun to play tennis.
Satranç oynamayı biliyor musun?
- Do you know how to play chess?
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- I will teach you to play chess.
Oyun çok popülerdi ondan tiyatro neredeyse tam doluydu.
- The play was so popular that the theater was almost full.
Bir oyun izlemek için hepimiz tiyatroya gittik.
- All of us went to the theater to see a play.
Sami'nin grubu Kahire'de bir gösteri yapıyordu.
- Sami's band was playing a show in Cairo.
Onlar çok şakacıydılar.
- They were so playful.
Tom şakayla Mary'nin kolunu yumrukladı.
- Tom playfully punched Mary's arm.
Gitar çalmak benim hobim.
- My hobby is playing the guitar.
Çocuğun Keman çaldığını duyduk.
- We heard the boy playing the violin.
Olayların akışına göre hareket edelim.
- Let's play it by ear.
Kadınların özgürlüğü hareketinde bir rol oynadı.
- She played a part in the women's lib movement.
Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.
- Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.
Gitar çaldığında bir mızrap kullanıyor musun?
- Do you usually use a pick when you play the guitar?
Biz dün tenis oynadık.
- We played tennis yesterday.
O, kahramanı benden daha iyi oynadı.
- She played the heroine better than I.
Who's playing now?.
Her proper face / I not descerned in that darkesome shade, / But weend it was my loue, with whom he playd.
I've practiced the piano off and on, and I still can't play very well.
We had to play for an hour, so that meant that we didn't have time to play and joke around.
The rarity of male domination in fantasy play is readily explained.
Instead, they played dumb, remained silent, and did their classwork.
Too much play in a steering wheel may be dangerous.
You can play the DVD now.
No part of the brain plays the role of permanent memory.
My son thinks he can play music.
play games.
Can you play an instrument?.
... DAVID BECKHAM: I think teams that I've played against that ...
... played with or against? ...