plain; evident; as, a broad hint

listen to the pronunciation of plain; evident; as, a broad hint
Englisch - Türkisch

Definition von plain; evident; as, a broad hint im Englisch Türkisch wörterbuch

broad
engin
broad
geniş

Jim'in geniş omuzları var. - Jim has broad shoulders.

Onun geniş omuzları var. - She has broad shoulders.

broad
{s} genel, ayrıntılara girmeyen. i., argo eksik etek, kadın
broad
{i} karı
broad
uçsuz bucaksız
broad
genişliğinde
broad
belli
broad
genel

Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar. - Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.

broad
{s} enli
broad
umumi
broad
{s} göze çarpan
broad
geniş enli
broad
serbest
broad
broad daylight güpegündüz
broad
açıklık
broad
Broad Churchingiliz kilisesinde serbest fikirli zümre
broad
(isim) kadın, karı
broad
belli başlı
Englisch - Englisch
broad
plain; evident; as, a broad hint
Favoriten